Etiketler

27 Nisan 2016 Çarşamba

Evrimsel Psikolojiye Kısa Bir Bakış*,


*Online psikoloji dergisi ONTO'nun 6. sayısında yer alan yazım. Derginin tüm sayılarınaontodergisi.com adresinden ulaşabilirsiniz.


Tabiatın evrim fikriyle açıklanma çabası daha eski tarihlere gitse de, Darwin'den günümüze kadarki zaman dilimi insanlık tarihinde farklı bir resim çizer. Bu resmin içinde yalnızca biyolojide, jeolojide, antropolojide yaşanan gelişmeler yoktur; aynı zamanda edebiyat, felsefe, sosyoloji ve psikolojide de yaşanan önemli gelişmeler vardır. Darwin'in öne sürdüğü kuramın, canlı hayatın kökenlerini ve bugün gözlemlediğimiz olguları açıklarken benimsediği bakış açısı, başta teoloji olmak üzere çok sayıda sağlam ve köklü fikir şubesinin itiraz edeceği bir bakış açısı olmasına rağmen, modern bilimin tüm dallarında kabul görmüştür. Uzun yıllar içerisinde evrim kuramının yanlışları düzeltilmiş, eksikleri tamamlanmış, boşlukları doldurulmuştur; tüm bilimsel açıklamalar için geçerli olduğu üzere evrim kuramı için de bu birikim süreci hâlen devam etmektedir.


Psikolojinin oldukça renkli seyrinde 1990'lı yıllara geldiğimiz vakit, Darwin'in şu öngörüsünün ne denli haklı olduğu anlaşılmıştır: ‘Gelecekte, çok daha önemli araştırmalara açık alanlar görüyorum. Ruhbilim, Bay Herbert Spencer'in şimdiden attığı temelle, her zihinsel yetinin ve sığanın (capacity) ancak yavaş yavaş ve aşamalı olarak edinilebildiği temeline güvenle oturtulabilir. İnsanın kökeni ve tarihi daha da aydınlanacaktır (Darwin, 1859 çev.2011).’ Bu yıllardan itibaren psikoloji içerisinde giderek güçlenen yaklaşımlardan biri de, Darwin'in ifadesiyle zihinsel yeti ve kapasitelerin evrimsel mekanizmaların ürünü olduğunu kabul eden yaklaşımdır. Evrimsel psikoloji ya da evrim psikolojisi (evolutionary psychology) adıyla anılan bu yeni alan, insan davranışlarını açıklarken temelde doğal seçilim ve cinsel seçilim kavramlarını rehber edinmekte, canlı organizmaları oluşturan her yapı gibi davranış üretme aygıtlarının da evrimsel analizin konusu olması gerektiğini savunmaktadır. Davranışın nihai sebeplerini, yani organizmanın hayatta kalma ve üreme başarısına katkısının derecesini araştırması bakımından psikolojinin diğer alt disiplinlerinden ayrılan evrimsel psikoloji; işbirliği, sosyal dışlama, kıskançlık, saldırganlık, diğerkamlık, kişiler arası çekim gibi hanidir bilinen psikolojik olgulara yeni ve farklı bir bakış getirmektedir. Birey davranışlarının yanında, kültür gibi daha geniş ve karmaşık olguları da evrimsel geçmişin ışığında incelemektedir.

Günümüz bilim dünyasında evrimsel psikoloji kendine müstakil bir yer edinmiştir. Alanın kendine ait bilimsel dergileri (Evolution and Human Behavior, Evolutionary Psychology, vs.) bulunmakta, her yıl evrimsel psikologlar tarafından yazılan pek çok kitap ve makale yayınlanmakta, çeşitli ülkelerdeki enstitülerde evrimsel psikoloji lisansüstü programları yürütülmektedir. Bununla beraber, gelişim aşamasındaki tüm psikoloji yaklaşımları gibi evrimsel psikoloji de mevcut cephelerden bolca eleştiri almış ve almaya devam etmektedir. Bazı araştırmacılar evrimsel psikolojiyi fazla indirgemeci bulmakta, insan davranışının izahında böylesi ‘nostaljik’ bir perspektifi eksik görmektedirler. Bazıları ise, modern yaşam koşulları ve sayısız kültürel doku içinde doğup büyüyen insanın, atalarının psikolojisinden temel farklılıklarla ayrıldığını savunmaktadır. Meseleye daha politik bir pencereden yaklaşan başka bir kesimse, evrimsel psikoloji bulgularının özellikle toplumlardaki cinsiyet temelli eşitsizliğin kaynağı olan farklılıkları meşrulaştırmaya katkı sunduğu eleştirisini dillendirmektedir. Tüm bu eleştirilere rağmen evrimsel psikoloji bu yüzyılın başından itibaren hızla artan bir ilgiyle karşılaşmış, psikolojik olguların en derindeki nedenlerini, yani evrimsel nedenlerini bilmenin önemi konusunda kayda değer sayıdaki bilim insanını ikna edebilmiştir. Öte yandan alanın zayıf noktalarından biri, araştırma yöntem ve araçlarının bazen olguların gerçek doğalarını ortaya çıkarma gücü konusunda insanı şüpheye düşürmesidir. Araştırmalarda çoğunlukla deneysel yöntem kullanılmakta ve katılımcı kitlesi geniş oranda üniversite öğrencilerinden oluşmaktadır. Bu durum bulgularla ilgili olarak geçerlik ve temsiliyet sorunlarını akla getirmektedir. Sözünü ettiğimiz sorunlar, her ne kadar ana akım psikolojinin temel metodolojik sorunları olsa da, insanın on binlerce yıl geriye giden davranışsal eğilimlerini ortaya çıkarma iddiası içindeki evrimsel psikolojide, bir adım daha ön planda yer almaktadır. İnsan davranışının kökenlerine dair fosillerden yoksun olan evrimsel psikologlar, hangi yöntemi kullanırlarsa kullansınlar bu bakımdan eleştirilmekten belki de hiçbir zaman kurtulamayacaklar.

Tabiatı evrimin mantığıyla ele alma fikrinin, insan tabiatını dert edinmiş psikolojiyi etkilemesi kaçınılmazdı. Bu etkinin yansımalarını Freud dahil pek çok teorisyende görmek mümkündür. Bir asırlık bilimsel birikimi arkasına alarak yola çıkan evrimsel psikoloji, bilim tarihi ölçeğinde körpe sayılmasına rağmen sesini güçlü bir şekilde duyurmayı başarmış ve itibar kazanmıştır. Darwin gibi bir öngörüde bulunma deha ve cesaretinden yoksun olsak da, evrimsel psikolojinin yolunun kısa vadede açık olduğunu söylemekle haksız sayılmayız.

Kaynaklar ve Okuma Önerileri:

Darwin, C. (2011). Türlerin Kökeni. (Çev. Ö. Ünalan). İstanbul: Evrensel Basım Yayın. (Orijinal çalışma basım tarihi: 1859).

Diamond, J. (1998). Seks Neden Keyiflidir: İnsanın Cinsel Evrimi. (Çev. S. Gül). İstanbul: Varlık/Bilim.

Miller, G. (2010). Sevişen Beyin: Eş Bulma Süreci İnsan Doğasını Nasıl Belirledi? (Çev. M. A. Karaömerlioğlu). İstanbul: NTV Yayınları.

McKinnon, S. (2010). Neo-Liberal Genetik: Evrim Psikolojisinin Mitleri ve Meselleri. (Çev. M. Doğan). İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.

1 yorum:

  1. https://evrimselpsikoloji.blogspot.com.tr/2017/12/okurlarmza-ack-mektup.html

    YanıtlaSil